Yeni Normale Nasıl Uyum Sağlıyoruz?
Hem günlük yaşantımızda, hem #sosyal süreçlerimizde hem de #kurumsal yaşamda yepyeni bir dönem başladı. #karantina süreci boyunca edindiğimiz alışkanlıklar, devam eden #pandemi riskleri ve yetkili kurumların uyarıları doğrultusunda #yeninormal günlerinde yeni bir düzenle karşılaşıyoruz.
Kurumlar iş akışlarında ve çalışma ortamlarında yeni düzenlemelerle bu sürece uyum sağlıyorlar. Peki nasıl önlemler alınıyor?
- Evimiz artık “yeni” ofisimiz
Haziran ayı ile birlikte kurumlar kademeli olarak normalleşme sürecine giriş yaptı. Kimileri part time kimileri shift sistemi ile ofislerinde, fabrikalarında mesai sürecini başlattı. Ancak koronavirüs ve yaşanan süreç hayata bakış açımız, yaşantımız, alışkanlıklarımız ile birlikte ev-iş kavramına yaklaşımımızı da değiştirdi. Her birimiz karantina günlerinde evden çalışmayı deneyimledik, evde bir çoğumuz bir ofis ortamı yaratmak için girişimlerde bulunduk. Her ne kadar sosyal mesafe şartları ile ofislerimize dönüyor olsak da bir ayağımız artık hep evde olacak. Riskler artış gösterirse ya da farklı bir salgın baş gösterirse, dünya insanları iş süreçlerini artık nasıl yöneteceklerini zor da olsa öğrendiler. İşin ilginç yanı koronavirüs bize asla yapamam dediklerimizle mutlu olmayı öğretti. Pandemi öncesi uzaktan çalışmaya mesafeli yaklaşam kurum ve kurumsal çalışanların artık bu çalışma şeklini heyecan verici buldukları araştırmalarda da gözlemleniyor.
Görünen o ki kurumlar yeni normal süreçte evden çalışmayı ve evden çalışmak için gereken altyapıları daha fazla teşvik edecek ve dijitalleşmeye daha fazla fon ayıracaklar.
- Paylaşımlı ve kalabalık ofislere ilgi azalacak
Kurumların çoğu uzaktan çalışma süreçlerinin hem uygulanabilir hem de efektif olduğunu deneyimledikten sonra mümkün olan departmanlarını sürekli olarak uzaktan çalışmaya geçirmeye başladılar. Bu durum global anlamda ofis kültürünün kökten değişebileceğinin sinyalini verdi. Ofislerde daha az çalışan olması, gerekli çalışma alanının azalmasıyla kurumlar mekânsal küçülmeye gidebilecek. Sosyal mesafe koşulları ve izolasyon gereksinimleri nedeniyle açık ofislerin, paylaşım ofis alanlarının da daha az ilgi göreceği öngörülüyor.
- Dijital altyapıların ve dönüşümün önemi artacak
Dijital altyapılar kullanmanın ve verileri buluta taşımanın önemi bin kat daha arttı. Dijital dönüşüm süreçlerini başlatmayan, verilerini dijitale taşımayan kurumlarda erişim ve iş süreçlerinin aksaması kaçınılmaz. Bu nedenle şirketlerin dijital dönüşüm yatırımlarını artıracağı ve tüm kurumsal verilerin bulut ortamında erişilebilir, gerçek zamanlı analiz edilebilir bir sürece evrileceği bir yeni normal süreci bizleri bekliyor.
- Müşterilerle uzaktan etkileşim önem kazanacak
Kurum içi aktif iletişimin yanı sıra artık kurumsal hayatta müşteri etkileşiminin de uzaktan ve online sağlanabilmesi önem arz ediyor. Hem kurum hem müşteri tarafı için süreçleri hızlandıracak, uzun ve verimsiz toplantı saatlerinden tasarruf ettirecek bir uygulama olması açısından, bu yaklaşım kurumlarca çabuk benimsendi. İşverenler için seyahat, sigorta, vergi, harcırah gibi maliyetlerin yanı sıra, mekan bağımsız bir müşteri ilişkileri portföyleri genişletmeye de yarayacak. İhtiyaçlarına çabuk ve istediği her yerden çözüm bulabilen müşteriler, daha sadık ve daha hevesli bir şekilde yatırım sağlayacak. Bu anlamda süreç her yönden avantaj olarak değerlendirilebilir.
- Daha çevik, hızlı, verimli ve aktif bir iş süreci
Mekandan ve zamandan edilen tasarruflar eğer evden ya da uzaktan çalışmanın dezavantajları da minimuma indirgenirse, daha aktif ve verimli bir çalışma süreci sağlayabilecek. Dijitalleşen iş süreçleri ile “daha az insan gücü ile daha verimli iş üretme” bakış açısı geliştirilecek. İnsan-insan, kurum-insan etkileşimlerinden ciddi anlamda tasarruf edilecek. Bürokratik süreçler daha dijital ve hızlı gerçekleşecek. Bir iş ve kuruma bağlı tüm paydaşlar, işveren, yönetim, çalışan ve müşteri dijital ortamlarda bir araya gelecek ve teknolojinin sağladığı olanaklar en üst seviyede kullanılacak. Böylece dijital dönüşüm pandemi başlangıcından beri artan ivmesine katkı sağlayacak ve hayat daha hızlı bir hal alacak.
Koronavirüs ile tanışmadan önce belki de “fütüristik” diye önemsemediğimiz senaryolar birkaç saat içerisinde yaşamımıza dahil oldu. Zaman hiç beklenmediği kadar hızlı ileri aktı. Teknolojinin gelişmiyle mesafeli yaklaştığımız pek çok uygulama bir anda hayat kurtarıcı haline geldi. Ve biz dijital dünyanın hızla geliştiğini, dijitale adapte olmayanın hayatta kalmakta zorlanacağını ve dijital dönüşümün kaçınılmazlığını net bir şekilde gördük. Bundan geriye dönüş yok. Bu ileriye akan hızlı gelişen bir yol ve kurumların bu sürece hızlıca, zaman kaybetmeden adapte olmaları şart. Yeni normalde, yeni bir kurumsal hayat var olacak ve hızlı uyumlanabilenler başarıyı yakalayacak.